26 Aralık 2006 Salı

Bir rüya daha

Rüyalarımı çok fazla hatırlayamazdım ama sanki buraya yazabilirim bilinciyle rüyada gördüğüm detaylara bile fazlaca dikkat etmeye başlamışım. Uyandıktan sonra rüyalarımı gayet iyi hatırlamaya başladım. Yeni birisi daha...

Yüksek lisans dersi için okula gitmişim. Sınıfımız, aynı lise sondaki gibi, ufak ve sıralarla iyice darlaşmış bir sınıf. Lise sondakinden farkı, sıralar kapı tarafına doğru dizilmiş olduğu halde tahtanın sıraların karşısına değil de yan duvara asılmış olması galiba.

İçeride oturan öğrencileri tanımıyorum. Ne de olsa yüksek lisans dersine şimdiye kadar sadece bir kez gittiğim için yadırgamamak gerek. Fakat içeridekilerden birisi çok tanıdık. Üniversitedeki eski dekanımız, ARK. Bilenler vardır, aynı zamanda kalite dersimiz hocası ARK, bir dersinde " senin bakışlarından hoşlanmıyorum. Çok kötü bakıyorsun. " diyerek bana atmıştı.

Ders daha başlamamış ve yanımdakine derse çok zamandır gelmediğimi ama bundan sonra takip ederek dersi geçeceğimi söylüyorum. Bu söylediklerimi duyuyor galiba ARK. O da benim de duyabileceğim bir sesle yanındakilere doğru " Derse doğru düzgün gelmeyen öğrenciler var, sanıyorlar ki son 2 derse gelip geçebilecekler. " diye söyleniyor.

Tam sözünü bitirdiği sırada içeriye dersin hocası giriyor. ARK da sanki öğrenciymiş gibi arka sıraya oturarak dersi dinlemeye başlıyor. Hoca, matematik gibi bir ders anlatıyor. Geometrik şekiller, bunlara özgü formüller ve benzerlik hesaplamaları var anlatılanlar içerisinde. Tahtaya hemen bir formül yazıp derse başlıyor ki ben doğru düzgün not alamadan yanımdaki defterimi önümden alıp benim yerime not tutuyor.

Hoca tahtanın bir tarafını tamamen doldurup ikinci bölüme geçiyor. Anlattığını kısaca daha basit şekillerle özetlemeye başlıyor. Formül içerisinde geçen alfa ve beta karışımı bir harf var. Ben bunu ilk defa görüyorum. Yazılışı tek harekette alfa ve betanın simgesel yazılışı gibi.

Hoca örnek anlatımını da bitirince tahtayı siliyor. Hiç kimse doğru düzgün not alamadığı için kim yazmış olabilir diye sınıfta bir uğultu kopuyor. Bakıyorum ki benim defterimi alan kişi bütün notları düzgün bir biçimde yazmış. Hatta o kadar ki hocanın yazdıklarından daha anlaşılır bir biçimde not alınmış.

ARK önümdeki notları görünce " Derse gelmeyince yapamazsın sanmıştım ama yanılmışım, gayet iyi not alabilmişsin" diyor. Ben de " Bu notları ben almadım. Yanımda oturan arkadaşım aldı, ama zaten not almayla dersi geçmenin bir alakası olduğunu da zannetmiyorum." diyorum.

Hoca ikinci konuyu anlatmaya başlıyor. Bu sefer ki konuda 2 dikdörtgen var. Bunlarla ilgili bir yığın formülü tahtadan defterime geçirmeye çalışıyorum. Ama hiç birisini anlayamadan, tamamen ezbere dayalı olarak yazıyorum. Derken hoca örnekle açıklamaya başlıyor. İki dikdörtgen ve bunların benzerlikleri konusu. Dikdörtgenin birisinin uzun kenarı a ve kısa kenarı b. diğerinin uzun kenarı c, kısa kenarı d ise bu özellikteki diktörtgenler de her zaman b = c şartı sağlanır diyor. Bir dörtgenin alanının %36'sını işaretlediğimiz de diğer dörtgende de aynı alanı projekte edebiliyoruz...

2 yorum:

arif umur dedi ki...

sen bunu üstünde düşün derim ben

ilk dikiş inesini bulan eleman, her kimse artık, o da rüyasında gördüğü söylenir.

Rüyanın yorumuna gelince,
uyumadan önce az TV izle, lise arkadaşlarını bi ara sor bi de yatmadan önce ılık süt iç:)

Adsız dedi ki...

İf you never wake up,
how can you know it was a dream.

Belki hala rüya görüyorsun.


www.uspayi.com