27 Temmuz 2007 Cuma

Gerçek Transformers

Geçenlerde filmini izledim. Adamlar uğraşmış, didinmiş, güzel güzel animasyonlarla filmi çekmiş ama bana nedense çizgi filmin verdiği zevki bir türlü vermedi. Sonradan düşündümde acaba heyacan yaratan şeylerden birisi şu girişteki müzik olabilir mi?

The Transformers,
More than meets the eye
Autobots wage their battle to destroy the evil forces of the deceptions
The Transformers
Robots in disguise
The Transformers
More than meets the eye
The Transformers

25 Temmuz 2007 Çarşamba

Sabiha Gökçen'den Pegasus

Geçen haftaPegasus havayolları ile Mersin'e gitmiştim. İlk defa Sabiha Gökçen havaalanını kullandım ve Pegasus ile uçmuş oldum. Bir kaç gözlemim oldu ki bundan sonra başka Pegasus ile uçacaklar varsa onlara da bir fikir vereyim isterim.

Öncelikle Pegasus ne kadar 25YTL'den başlayan fiyatlarla derse desin, bence bunun doğru olmadığına inanmak lazım. Adana uçağında ucuz bilet için istediğiniz kadar önce araştırmaya başlayın öyle bir fiyat göremeyeceksiniz. Benim en ucuz görebildiğim hafta için ters saatte 63YTL idi. Bir de yazdıkları fiyatların üstüne yakıt harcı, havaalanı vergisi, vs. ekleme muhabbetleri var ki bileti ödeme aşamasına gelene kadar tam olarak ne ödeyeceğinizi öğrenemiyorsunuz. Hem de bu ek ücretler her nasıl oluyorsa havayolundan havayoluna değiştiği için THY 10YTL fark ekliyor öyleyse Pegasus da 10YTL ekleyecektir gibi varsayımla da yaklaşmak mümkün değil.


Diyelim tarih ve fiyat değişkenlerine göre biletinizi belirleyip satın aldınız. Pegasus'un internet sitesinden duyurduğu gibi Sabiha Gökçen havalimanında ücretsiz otoparktan yararlanmak istiyorsunuz. Peki ama bu otopark nerede önce onu bulmanız gerekiyor. Çünkü bu ücretsiz otopark imkanından yararlanabilmek için normal otoparka değil, Pegasus'un otoparkına parketmeniz gerekiyor. Terminallerden biraz uzakta bulunan bu otoparka aracınızı parkettikten sonra servisler ile terminale gidebiliyorsunuz. Servisler 5'er dk aralıklarla çalıştığından otoparktan terminale ulaşım pek problem olmuyor. Ancak tavsiyem havaalanına biraz erken gidin ki otoparkta yer bulun. Çok büyük bir alan olmadığından sanırım haftasonu uçuşlarında yer kalmama durumu oluyor.


Terminale geldiğinizde uçak için check-in yaptırırken otoparktan aldığınız giriş kartını da onaylatmanız gerekiyor. Otoparka girişten itibaren 72 saat için park ücretsiz, ondan sonraki saatlerde ücretlendirilmeye başlanıyor. Geliş gidiş bilet almanız da bir şey farkettirmiyor, 72 saatten öteye ücret ödemeye başlıyorsunuz. Geliş gidiş bilet alan ile tek yön bilet alan arasında bir fark olması gerektiğini düşünüyorum ama Pegasus benimle aynı fikirde değil. Madem her 2 uçuşta da Pegasus'u kullanıyorum, otopark ücretini uçuş başına 72 saat olarak ayarlasalar keşke.


Peki aracınız parkedip terminale ulaştınız. Biraz da terminalden bahsedeyim. Sabiha Gökçen havalimanı şöyle rahat böyle kullanışlı, böyle ferah dediklerine bakmayın. 2 salon, 5 tane banktan öte hiç bir şey yok. Otobüs terminali ile tek farkı sadece uçakların yanaşıyor olması sanırsam. İyi ama ne bekliyordun ki diye soracak olursanız, uçak rötar yaptığında olan durumu aktarayım. Cuma akşamı 22.40'ta bineceğimiz uçak kalkışa 1 saat varken 1 saat ertelendiği bilgisi verildi. Diğer yolcular gibi ben de beklemeye başladım. sanırım 150 ila 200 kişi arasında bir kalabalık olduk. Aynı saatlerde THY'nın Ankara ve Pegasus'un İzmir uçağı da olduğundan terminali bir anda büyük bir kalabalık doldurdu. Diğer uçaklar için de kapı açılmadığından check-inden sonra bekleme alanından bu kalabalık dikilmeye başladı. Dikilmeye başladı diyorum çünkü polis kontrolünden geçip uçağa binmeden önceki salona kimseyi almadılar ve check-in sonrası olan bekleme yerinde de ancak 50kişilik oturma yeri olduğundan insanlar ayakta durmak zorunda kaldı. Çocukların koşuşturması, bebeklerin ağlamasını siz hayal edebiliyorsunuzdur heralde. Peki bu işten kim kazançlı çıkmış olabilir, bekleme yerindeki ufak kafetarya'nın bir satış patlaması yaşaması mümkün müdür sizce de?


Yaklaşık 1 saat daha geçtikten sonra diğer uçak yolcuları kontrollerden geçip uçaklarına bindiler ve yola çıktılar. Benim gibi bir 150 kişi daha Adana uçağını beklemeye devam ettik. Derken bizim uçağın yarım saat daha ertelendiği bilgisi verildi. Her nasıl oluyor anlamadım ama bu erteleme hep son dakikaya kalıyordu. Bir ara içecek ikram edileceği söylendi ama tabii biz polis kontrolünden geçip uçağa bineceğimiz salonda olduğumuzdan ve kafeterya diğer salonda kaldığından gidip de almak mümkün olmadı. Bir de yerimizden kalktığımızda oturmak için bekleyenleri görünce o anda kalkmamak kesinlikle daha iyi bir tercihti.


Ve biz 00.00 gibi uçağa alındık ve 00.30 gibi havalandık. Artık Pegasus çalışanları da sıkılmış olacaklar ki son yarım saatlik ertelemeden sonra bir bilgilendirme yapmadılar.


Uçak havalandıktan sonra yolcular sıkılmasın diye yapılan servis başladı. (Bir ara TV'de THY hosteslerinden birisi bu servislerin amacını böyle açıklamıştı. Azıcık içecek azıcık yiyecek kime yarar. ) Ama servis'in garipliği ikram edilen ürünlerin parayla sunulmasıydı. O sıralarda uyukladığım için bir şey almadım ama daha sonra şikayetvar.com'dan incelediğimde küçük su için 2YTL isteniyormuş, gerisini siz düşünün.


Ee pek tabii ki en ucuz havayolu olabilmek için birşeylerden kısmak gerekiyor, bunu da bence reklamlarında azıcık değinseler fena olmaz. Aynı uygulamayı Ikea da yapıyor belki ama bunu hizmeti alırken değil almadan önce öğrenebiliyorsunuz.


Uçak sonunda saat sabah 2'ye yaklaşırken Adana'ya indi. Adana-Mersin servisleri ile Mersin'e gidecektim. Servise bindim ve son şok dalgası. Servise uzun zaman önce ücret konulmuş. (Belki hep ücretliydi ama ilk defa bindiğim için kağıda yazdıkları "servisimiz 01.04.2007'den itibaren 5YTL ile ücretlendirilmektedir." ibaresine uyarak bunu söyleyebiliyorum.) Ücretli olması garip gelmedi ama bunu hiç olmazsa internet sitelerinde belirtmiş olsalardı yediğim kazığın boyutunu önceden bilmemi sağlayabilirlerdi.


Artık saat 3 olmuştu ki Mersin'e sağsalim varabildik. Kısa bir tatilden sonra aynı yolun tersi şeklinde İstanbul'a döndüm, tabii biraz daha az gecikme ile. Peki bundan sonra internet sitesinde uçaklarının zamanında kalkış oranını yayınlayan tek havayolu olan(?!) Pegasus'u tercih edecek miyim? Umarım böyle bir tercih yapmak zorunda kalmam.


Unutmadan bir de not, şikayetvar.com'da Pegasus için çok sayıda yazı yazılmış ama sanırım burayı takip etmiyorlar ya da edemiyorlar çünkü hiçbirisine henüz cevap dönülmemiş.

2 Temmuz 2007 Pazartesi

Akıl


Bir akıl hastanesini ziyareti sırasında adamın biri sorar:

- Bir insanın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz?

Doktor;
- Bir küveti su ile dolduruyoruz. Sonra hastaya üç şey veriyoruz. Bir kaşık, bir fincan ve bir kova. Sonra da kişiye küveti nasıl boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz. Siz ne yapardınız?

Adam;
- Ooo! Anladım. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova, kaşık ve fincandan büyük.

Hayır, der doktor. Normal bir insan küvetin tıpasını çeker. Sadece bize sunulanlar dışında çözüm bulmaktır akıl...

1 Temmuz 2007 Pazar

Gürültüye Alternatif Çözüm

Yaşlı bir adam emekliye ayrılır ve kendine bir lisenin yanında küçük bir ev alır. Emekliliğinin ilk bir kaç haftasını huzur içinde geçirir ama sonra ders yılı başlar.

Okulların açıldığı ilk gün, dersten çıkan öğrenciler yollarının üzerindeki her çöp bidonunu tekmelerler, bağırıp çağırarak. Bu çekilmez gürültü günler sürer ve yaşlı adam bir önlem almaya karar verir.

Ertesi gün çocuklar gürültüyle evine doğru yaklaşırken, kapısının önüne çıkar, onları durdurur ve "Çok tatlı çocuklarsınız, çok da eğleniyorsunuz. Bu neşenizi sürdürmenizi istiyorum sizden. Ben de sizlerin yaşındayken aynı şekilde gürültüler çıkarmaktan hoşlanırdım, bana gençliğimi hatırlatıyorsunuz. Eğer her gün buradan geçer ve gürültü yaparsanız size her gün 1 lira vereceğim" der.

Bu teklif çocukların çok hoşuna gider ve gürültüyü sürdürürler. Birkaç gün sonra yaşlı adam yine çocukların önüne çıkar ve onlara şöyle der, "Çocuklar enflasyon beni de etkilemeye başladı, bundan böyle size sadece 50 kuruş verebilirim."

Çocuklar pek hoşlanmazlar ama yine devam ederler gürültüye. Aradan bir kaç gün daha geçer ve yaşlı adam yine karşılar onları.

"Bakın" der, "Henüz maaşımı alamadım bu yüzden size günde ancak 25 kuruş verebilirim, tamam mı?"

"Olanaksız bayım" der içlerinden biri, "Günde 25 kuruş için bu işi yapacağımızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Biz işi bırakıyoruz."



www.uspayi.com