6 Nisan 2009 Pazartesi

Misafirimiz var

Evimize misafir geleceğinde ortalığı derler toplar, etrafe çeki düzen veririz. Pek tabii ki şehrimize misafir geleceğinde de aynı şeyleri şehrimize yaparız. 

ABD başkanı Obama dün gece Türkiye'ye geldi. Ankara'daki programı sona erdikten sonra sanıyorum bu akşamüstü İstanbul'a geçecek. Şehirlerimizi temizledik, süpürdük, yanmayan sokak lambalarımızı kendimiz için değil, Obama için yaktık. Yol çizgilerimizi başkan düzgün hatırlarsın diye düzellttik. Amma velakin bu ziyaretin hem Ankaralılara hem de İstanbullulara büyük bir eziyet çektireceğini de garanti ettik. 

Obama için havalimanı, otel yolu, alternatif yolu, gezi yolu vs derken onlarca yol kapatıldı. Cep telefonları çekmesin diye kesici cihazlar yerleştirildi. Her yana arama ile girilebilir yapıldı. Kısacası şehirde habersiz kuş uçmaması sağlandı ya da sağlanmaya çalışıldı.

Daha geçtiğimiz haftasonu dünya liderleri G20 toplantısı için Londra'da toplanmıştı. Dünyanın en gelişmiş 20 devlet temsilcisi aynı şehirdeydi. Düşünüyorum da bizde sadece Obama için bu kadar önlem alındığına göre Londra'da kim bilir neler yapılmıştır. 

G20 toplantısını Londra'da değil Ankara'da yapıyor olsaydık biz de sokağa çıkma yasağı ilan edilirdi. Kimse evinden çıkmasın, konuşmasın ki başkanlar "güvenli" bir biçimde şehrin tadını çıkarsın.

Obama için kapanan yolların, çekmeyen telefonların, kaybolan işgücünün de bir maliyeti var elbet. Dün akşam televizyonda havalimanına giriş çıkışlarda arama yapıldığını gösteriyorlardı. Yavaş yapılan aramalardan dolayı uçağı kaçıranlar mı dersin, işine geç kalanlar mı, ne ararsan vardır. Tabii bir de o kadar polis, araç, gereç maliyetini ayrıca hesaba eklemek gerekiyor.

Bizim devlet başkanımız, başbakanımız ya da bakanlarımız da diğer ülke şehirlerine ziyarete gittiğinde oralarda da halkın yolu kapatılıyor, cep telefonları susturuluyor mudur diye bir soru takılıyor aklıma. 1 hafta öncesinden Adana Şalgam Suyu, Akçaabat köftesi, Çengelköy hıyarını gönderiyor muyuz?

Bütün bu alınan önlemleri acaba bizim yetkililerimiz mi düşünmüştür yoksa amerikalılar mı talep etmiştir? Biz bu kadar güvenlik önlemini aldığımızda "Bakın bizim ülkemiz ne kadar güvenli, korkmadan gelebilirsiniz" mi demiş oluyoruz, "Bizim buralar çok sakat, bu önlemlere rağmen güvenliğinizi sağlayabildiğimizi düşünemiyoruz,  bir daha gelmek istediğinizde şehri boşaltıp daha güvenli bir ortam yaratırız, ama siz en iyisi hiç gelmeyin" mi diyoruz.

Sonuçta yine bir misafir yine bir işkence... "Böyle geleceğine hiç gelmesin" demeye adım adım yaklaşıyoruz...


Hiç yorum yok:


www.uspayi.com